Değirmen Hakkı ve Folda Kalan Son Yumurta
Değirmen Hakkı ve Folda Kalan Son Yumurta Un tozu, tavuk folluğu ve kaybolan bir yaşam biçimi Trabzon’un Akçaabat ve Çarşıbaşı ilçelerinin yüksek köylerinde su ile çalışan taş değirmenler vardı. Benim çocukluğumda bu değirmenler, yalnızca un öğütülen yerler değil; köyün kalbi, haber merkezi, sohbet durağı ve bekleme salonuydu. Annemle birlikte değirmene gittiğimizde, önce su sesini duyardık. Ark’tan gelen su, çarkı döndürür; taş, ağır ağır mısırı öğütmeye başlardı. İçeri girdiğimizde ise başka bir dünya vardı: sıraya girmiş köylüler, elinde çuvalıyla bekleyenler, çocukların meraklı bakışları, un tozunun havada dans edişi… Ve çok önemli, yazılı olmayan bir kural: Her öğütülen undan mutlaka bir miktar bırakılırdı. Taşın üstüne, pencere kenarına, ya da değirmenin uygun bir köşesine… Bu paya “ Değirmen Hakkı ” denirdi. Kimse uzun uzun açıklamazdı belki ama hepimiz bilirdik: Bu, değirmene, onu ayakta tutan emeğe, suyun gücüne ve orada yaşayan bütün canlılara ayrılan paydı....