Kayıtlar

İslam medeniyetinde felsefe-bilim-teknoloji üçgeninden bir bakış.

  🔺 I. Altın Çağ: Teknoloji – Bilim – Felsefe Üçgeninde Yükseliş (8.-13. yüzyıllar) İslam medeniyetinin altın çağı, özellikle Abbâsîler döneminde (özellikle Harun Reşid ve Me’mun dönemlerinde) zirveye ulaşmıştır. Bu dönemde: Bağdat'taki Beytü’l-Hikme (Bilgelik Evi), Antik Yunan, İran, Hint metinlerinin çevrildiği, geliştirildiği ve yeni fikirlerin doğduğu bir merkezdi. Farabi, İbn Sina, Biruni, İbn Rüşd, İbn Heysem gibi bilim insanları fizik, tıp, astronomi, mantık ve matematikte devrimsel katkılar sundular. Teknoloji , su saatleri, otomatik makineler (Benu Musa kardeşler, El-Cezeri), hassas astronomik aletler gibi inovasyonlarla gelişti. Felsefe , Yunan mirasının İslamî düşünceyle sentezlenmesi sayesinde yeni bir akıl yürütme evreni oluşturdu. 🎯 Bu Dönemin Temel Dinamiği: Kur’an’ın “oku”, “düşün”, “aklet” gibi emirlerinin pratiğe dönüştüğü bir çağdı bu. Peygamberimizin “ilim Çin'de bile olsa gidip alınız” hadisi , o dönemin zihniyetini şekillendirmi...

Ego mu, Eco mu? Geleceğin Yolu Hangisi?

  Ego mu, Eco mu? Geleceğin Yolu Hangisi? İnsanlık tarihinde, kendimizi doğanın merkezine koyduğumuz anla birlikte bir ikilem doğdu: Ego ve Eco. Bu iki kavram, sadece kelime oyunu değil; uygarlığımızın yönünü belirleyen temel bir dünya görüşü ayrışmasıdır. Ego: Benlik Merkezli Medeniyetin Kısa Tarihi "Ego", Latince'de “ben” demektir. Ancak burada bahsettiğimiz ego, sadece bireysel bir kibir meselesi değil; insanın kendisini doğanın efendisi olarak konumlandırdığı zihinsel yapının tamamıdır. Bu zihinsel yapı, Batı modernitesinin temel taşıdır. Doğa; sömürülecek bir kaynak, fethedilecek bir toprak, kontrol edilecek bir güç olarak görülmüştür. Sanayi devrimiyle birlikte bu “ego-merkezli” bakış zirveye ulaşmıştır: Nehirler barajlarla kesilmiş, Ormanlar kesilmiş, Toprak betonla mühürlenmiş, Atmosfer fosil yakıtlarla zehirlenmiştir. İnsanlık, doğayla simbiyotik ilişkisini kaybetmiş, doğanın parçası olmaktan çıkıp, ona karşı konumlanmıştır. Eco: Ekosistem...

Birbirimiz İçin Yaşamak: Doğanın En Eski Yasası

  Birbirimiz İçin Yaşamak: Doğanın En Eski Yasası Doğada hiçbir şey sadece kendisi için yaşamaz. Nehir kendi suyunu içemez. Ağaç kendi meyvesini yiyemez. Güneş sadece kendini ısıtmaz. Ay yalnızca kendi için parlamaz. Çiçekler kendi kokusunu duymaz. Toprak kendi için doğurmaz. Rüzgar kendi için esmez. Bulutlar kendi yağmurunda ıslanmaz. Bunlar basit cümleler gibi görünür ama evrenin kadim yasasını fısıldar bize: Her şey birbiri için yaşar. Bu, doğanın ilk maddesidir. Anayasası budur. Ve bu yasa ihlal edildiğinde, sistem çürür. Birbirini beslemeyen, desteklemeyen, birlikte nefes almayan hiçbir yaşam formu uzun süre var olamaz. İnsanoğlu bu ilahi uyumu unutunca, doğadan kopar. Suyu sahiplenir, toprağı ezer, güneşi satmaya çalışır, rüzgâra bile sınır çizer. Ama doğa hatırlatır. Her baharda tekrar. Her fırtınada, her kuraklıkta. Her arının dansında, her göç eden kuşun yönünde. Bütünlük Bir Hatırlayış Meselesidir Eski çağların bilgeleri, doğayla konuşurdu. Yasayı b...

İklim Değişikliği ve Çıkar Grupları: Gerçekler, Çatışmalar ve Doğanın Geleceği Üzerindeki Savaşı

  İklim Değişikliği ve Çıkar Grupları: Gerçekler, Çatışmalar ve Doğanın Geleceği Üzerindeki Savaşı İklim değişikliği sadece çevresel bir sorun değil; aynı zamanda güçlü çıkar gruplarının kendi menfaatlerini korumak, ekonomik gücü elinde tutmak ve politik etkisini artırmak için mücadele ettiği devasa bir sahne. Bu mesele, doğrudan ve dolaylı olarak birbirine bağlı yüzlerce aktörün çıkar çatışmalarıyla şekilleniyor. Ve doğa bu savaşta her gün ağır bedeller ödüyor. 1. İklim Değişikliğinde Başlıca Çıkar Grupları ve Çıkarları 1.1 Fosil Yakıt Endüstrisi ve İlgili Lobicilik Ağları Kimler? Petrol, kömür, doğal gaz devleri ve bunlara bağlı finans kuruluşları, mühendislik firmaları, lobiciler. Çıkarları: Fosil yakıtların çıkarılması, işlenmesi ve satışı üzerinden milyarlarca dolar kazanç sağlamak. Enerji piyasasında dominant pozisyonlarını korumak. Neden direniyorlar? Fosil yakıtlar hala dünya enerjisinin %80’ini sağlıyor. Bu sektörün küçülmesi, bu şirketlerin ve onları deste...

İklim Değişikliği Mücadelesinde Küresel Dinamikler: ABD, Çin ve Gelişmekte Olan Ülkeler Arasında Adalet, Çıkar Çatışmaları ve Sürdürülebilir Kalkınma

  İklim Değişikliği Mücadelesinde Küresel Dinamikler: ABD, Çin ve Gelişmekte Olan Ülkeler Arasında Adalet, Çıkar Çatışmaları ve Sürdürülebilir Kalkınma İklim değişikliği, insanlık tarihinin en karmaşık ve acil sorunlarından biri. Küresel ölçekte çevresel, sosyal ve ekonomik etkileriyle hayatı derinden sarsıyor. Fakat bu sorunun çözümü, sadece bilimsel ya da teknolojik adımlarla değil; aynı zamanda küresel güç dengeleri, uluslararası politika ve ekonomik çıkar çatışmalarıyla şekilleniyor. Özellikle ABD ve Çin gibi iki dev salınımcının Paris Anlaşması’na taraf olma ve uygulama tutumları, gelişmekte olan ülkelerin iklim mücadelesindeki rollerini ve zorluklarını keskinleştiriyor. Bu makalede, üç ana eksende kapsamlı bir değerlendirme yapacağız: ABD ve Çin’in iklim politikaları ve küresel etkileri; gelişmekte olan ülkelerin adil kalkınma hakları ve finansal/teknolojik destek gereksinimleri; Türkiye gibi ülkelerin stratejik konumu, riskleri ve yeşil dönüşüm fırsatları. 1. ABD ve Çin’...

Gezegen Yanarken Kim Isınıyor? İklim Krizinde Çıkar Haritası

1. İklim Değişikliği Mücadelesindeki Başlıca Çıkar Grupları ve Çıkarları a) Hükümetler ve Politikacılar Çıkarları: Politik prestij ve uluslararası arenada saygınlık kazanmak. Yerel ekonomiyi korumak, işsizliği azaltmak. Seçmen tabanlarını korumak ve genişletmek. İklim kanunları ile bazı sektörleri düzenleyip gelir kaynağı yaratmak (örneğin karbon vergisi). İlişkiler: Siyasi dengeleri korumak için enerji şirketleri, sanayi lobileriyle işbirliği yapar. İklim fonları, devlet bütçesi ve uluslararası fonlar arasında aracı konumundadır. b) Fosil Yakıt Endüstrisi (Petrol, Kömür, Doğalgaz) Çıkarları: Mevcut iş modellerini korumak, karlarını maksimize etmek. Yeni düzenlemeleri engellemek ya da yumuşatmak. Lobby faaliyetleriyle politikaları şekillendirmek. İlişkiler: Hükümetlerle sıkı bağları var. Yeşil enerji sektörüne yavaş geçişten yana. c) Yenilenebilir Enerji Sektörü Çıkarları: Pazar payını büyütmek. Devlet teşvikleri ve sübvans...

Mizah, Linç ve Aşağılama: Eğlencenin Karanlık Yüzüne Derin Bir Bakış

Mizah, Linç ve Aşağılama: Eğlencenin Karanlık Yüzüne Derin Bir Bakış Günümüz dünyasında mizah; yalnızca gülmek ve eğlenmek için kullanılan bir araç değil, aynı zamanda toplumsal yapıların, bireysel yaraların ve güç ilişkilerinin gizli taşıyıcısı haline gelmiş durumda. Ancak bazı mizah türleri, özellikle aşağılama, küçümseme, değersizleştirme ve yok sayma gibi olumsuz davranış biçimlerine yaslandığında, zararsız bir eğlence olmanın çok ötesine geçiyor. Bu yazıda, bu tür mizahın kökenlerine, işlevlerine ve etkilerine; bireysel psikoloji, toplumsal yapı, sosyal medya, eğitim ve çocuk gelişimi bağlamında derinlemesine bakacağız. 1. Güç, Mizah ve Hiyerarşi: Kim Kime Gülüyor? Aşağılama temelli mizah, çoğunlukla bir güç ilişkisi içerir. Egemen olan, normatif olan, güçlü olan taraf, farklı olanı — azınlığı, savunmasız bireyi, alternatif yaşam tarzını — hedef alır. Bu, yalnızca bir espri değil, aynı zamanda toplumsal hiyerarşinin yeniden üretimidir. Birilerini "şaka yollu" küçümseyere...

"Anneciğim, Bu Ne?" – Kuş Dışkısı, Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Üzerine Bir Masal

Resim
  "Anneciğim, Bu Ne?" – Kuş Dışkısı, Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Üzerine Bir Masal Bir sabah doğayı izliyordum. Bir anne kuş, ağzında kocaman bir böcekle geldi, yavrusuna afiyetle yedirdi. Ardından yavru "gümm!" diye dışkısını yaptı. Anne kuş beklenmedik bir hareketle dönüp yavrusunun dışkısını yedi . Duraksadım. “Bu ne şimdi?!” dedim. Sonra düşündüm... Bu sadece bir kuş davranışı mı, yoksa doğanın sürdürülebilirlik derslerinden biri mi? Yuvayı Pislikten Koruyan Süper Kahraman: Anne Kuş Anne kuşun bunu yapmasının birinci sebebi oldukça “anneliksel”: temizlik . Yavrunun dışkısı yuvada kalsa, zamanla bakteri, parazit ve istenmeyen misafirler (evet, yırtıcılar dahil) yuvaya çekilir. Anne kuş bu “biyolojik tehlikeyi” ortadan kaldırıyor. Evdeki çöpleri çöpe atmak gibi düşün, sadece biraz... daha direkt. Geri Dönüşüm 101: Dışkıdaki Besinleri Boşa Harcama Yavru kuşun sindirim sistemi henüz pek acemi. Yani yediği böceğin tüm faydalı kısmını sindiremiyor. Bu...