Niyet Değişmeden Teknoloji Kurtarmaz: Bilimin Gösterdiği Gerçek ve İnsanlığın Unuttuğu Ders

 

Niyet Değişmeden Teknoloji Kurtarmaz: Bilimin Gösterdiği Gerçek ve İnsanlığın Unuttuğu Ders

Dohrnova Turrina Blog / Murat ŞERAS

Bazı gerçekler vardır; insanlığın tüm icatlarına, tüm algoritmalarına rağmen hâlâ toprağın sağduyusuna yaslanır. Ben “balta gitti, niyet kaldı” derken tam olarak bunu anlatmaya çalışmıştım:
Eğer niyet aynı kalırsa, teknoloji sadece daha hızlı tüketen, daha sofistike kirleten bir medeniyet yaratır.

Bugün yeni bir bilimsel çalışma bu gerçeği güçlü verilerle yeniden hatırlatıyor: Teknolojiye aşırı güven, iklim krizinde gerekli dönüşümü geciktiriyor. Üstelik bu eğilim, bilim insanları arasında bile yaygın.

1. Bilimin Açtığı Ayna: “Teknoloji Bizi Kurtarır” Diyenler Daha Az İklim Eylemi Yapıyor

Amsterdam ve Eawag işbirliğiyle 115 ülkeden 9.199 bilim insanıyla yapılan araştırma, çarpıcı bir sonuç ortaya koyuyor:
Teknolojiye aşırı güvenen bilim insanları %28 daha az sivil iklim eylemi, %20 daha az yaşam tarzı değişikliği yapıyor.

Bu kişiler:

  • Daha az protestoya katılıyor

  • Daha az dilekçe imzalıyor

  • Daha az uçuş azaltıyor

  • Daha az bitkisel beslenmeye geçiyor

Ve araştırma çok net bir uyarı yapıyor:
“Teknoloji çözer” inancı, davranışsal ve kültürel dönüşümü gölgede bırakıyor.

Bu, belki de son yıllarda gördüğümüz en kritik bulgulardan biri.

Çünkü bu durum, toplumun kalbinde tehlikeli bir rehavet oluşturuyor:
“Birileri bulur, biz de aynen devam ederiz.”

Tam da bu yüzden, kendi yazımızda söylediğimiz gibi:
“Balta gitti, niyet kaldı.”
Asıl problem teknoloji değil; onu hangi niyetle kullandığımız.

2. Niyet Değişmeden Teknoloji Sadece Yeni Maskeler Üretiyor

Blog yazımızdaki temel tez şuydu:

“İnsanı dönüştürmeyen hiçbir teknoloji Dünya’yı dönüştüremez.”

Bugün bu tez, bilimsel verilerle tekrar doğrulanıyor.

Teknolojiye aşırı güven:

  • Sorumluluğu azaltıyor

  • Kaygıyı düşürüyor

  • “Ben değil, teknoloji çözer” algısı yaratıyor

  • Bireysel karbon davranışlarını kaydırıyor

Bunun ismi iklim gecikmesi söylemi olarak literatürde yer alıyor.

Yani insanlık bir yandan “yeşil inovasyon” konuşurken, diğer yandan eski konforlarını kaybetmemek için bahaneler üretiyor.

Aslında teknoloji çözer demek, çoğu zaman şunu demek:
“Ben değişmeyeyim, teknoloji benim yerime değişsin.”

Oysa niyet değişmeden çözüm yok.

3. Dohrnova Turrina’nın Öğrettiği: Teknoloji Değil, Niyet Tasarımı

Bizim sistemimizin kalbinde 15R var:
Reddet, azalt, yeniden düşün, sorumluluk al, saygı duy, dayanıklılık kazan…
Bunlar teknolojiyle ilgili değil; insanın iç mekanizmasıyla ilgili.

Teknoloji ancak niyet arındığında iyileştirici bir araç olur.

  • Ecominos.AI etik değilse, daha fazla tüketimi teşvik eden bir algoritmaya dönüşür.

  • SpiraBas™ yanlış niyetle kullanılırsa, karbon piyasasında “aklama teknolojisi” olarak bile kullanılabilir.

  • OneMoreClick yanlış niyetle kullanılırsa, insanları doğruya değil daha çok harcamaya yönlendirebilir.

Bu yüzden teknoloji değil, insan değişimi Devran’ı döndürür.

4. Bilimin Bize Dediği Şey Aslında Çok Eski: Davranış Değişmeden Gezegen Değişmez

Araştırmanın en etkileyici grafiklerinden biri (s. 6, Şekil 3), teknolojiye güvenen bilim insanlarının protestolardan vegan beslenmeye kadar her alanda daha düşük eylem gösterdiğini kanıtlıyor.

Bu bize şunu söylüyor:
Teknoloji ilerliyor, ama insan geride kalıyor.

Oysa atalarımızın kadim bilgisinde, doğaya karşı değil doğayla birlikte yaşamak vardı.
Biz ise doğayı kaybettikçe, yeni makinelerle kaybı telafi etmeye çalışıyoruz.

Ama kayıp, teknolojiyle değil niyetle geri kazanılır.

5. Sonuç: Teknoloji Kötü Değil… Ama Niyet Temiz Değilse İşe Yaramıyor

Bu araştırmanın bize verdiği ana mesaj şudur:

İklim krizinin asıl problemi teknoloji eksikliği değil, insan niyeti eksikliği.

Bu nedenle Dohrnova Turrina’nın dönüşüm dili şöyle der:

  • “Teknolojiyi sorumlulukla kullan.”

  • “Konforu değil, dengeyi merkeze al.”

  • “Toplumsal dönüşüm olmadan teknolojik dönüşüm sahte olur.”

  • “Bilim, vicdanla birleştiğinde gezegeni iyileştirir.”

Ve en önemlisi:

“Herkesin yaşayabileceği dünyaya, herkesi yaşatabilecek adımlar niyetle başlar.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilim, Dogma Olabilir mi?

İnsanlığın Evrimi ve Yeni Eşik: Yapay Zeka Çağında Sürdürülebilirlik Arayışı

Probiyotik Tüketiyoruz, Ama Pestisitler Ne Diyor?