Evin İçindeki Ekosistemi Zehirlemek: İnsan Doğadan Neden Bu Kadar Koptu?
Evin İçindeki Ekosistemi Zehirlemek: İnsan Doğadan Neden Bu Kadar Koptu?
Bir aile İstanbul’da evde yapılan “ilaçlama” nedeniyle hayatını kaybetti. Bu haber aslında tek bir trajediden fazlasını gösteriyor: İnsan artık doğayı değil, kendi evini bile tanıyamıyor.
Birçoğumuzun yaptığı şey şu:
Evi haşerattan arındıralım diye düşünüyoruz…
Ama aslında yaptığımız şey:
Evi kimyasalla dolduralım, görünmez bir ekosistemi yok edelim, kendimizi de riske atalım.
Evde Yaşayan Canlılar Gerçekten Zararlı mı?
Bilimsel olarak şehir içi evlerde yaşayan canlıların büyük kısmı zararsız, hatta ekosistem temizleyici türlerdir.
En sık görülen türler:
-
Gümüş böceği (Lepisma saccharina) → Zararsızdır. Kitap, duvar kâğıdı, un kalıntısı gibi nişastalı şeylerle beslenir. Islak ortamların göstergesidir; evin ekolojik uyarı sistemi gibidir.
-
Kelebek sinek / rögar sineği → Zararsızdır. Lavabo sifonlarında üreyen organik kalıntıları tüketir; bir çeşit biyolojik temizlikçi gibidir.
-
Tırtıl, minik örümcek, karınca → Ev ekosisteminin normal üyeleri. Çoğu pire, kene, akrep gibi tehlikeli türlerle ilgisi olmayan canlılardır.
Şehir evlerinde, gerçekten insanı “hayati riske sokan” canlı türleri neredeyse yoktur.
Türkiye’de evlerde görülen zehirli akrep türleri ise daha çok kırsalda ve sıcak bölgelerde bulunur. Büyük şehir apartmanlarında görülme ihtimali son derece düşüktür.
Peki insanlar neden ilaçlama yaptırıyor?
Çünkü bilgi yok, korku çok.
Doğa bilgisi kayboldukça, insanın eşik değerleri de kayboluyor.
Eskiden insanlar bir canlı gördüğünde onun işlevini bilirdi:
-
hangisi zararsız,
-
hangisi tehlikesiz ama rahatsız edici,
-
hangisine hiç dokunmamak gerekir,
-
hangisi ev içi nem/temizlik/akışkanlık bozukluğu gibi bir sorunun belirtisidir…
Bugün ise:
"Bilmediğim her şey tehlikeli."
Bu duygu, tüketim ekonomisinin de işine geliyor. Kimyasal firmalar “korku pazarlaması” üzerinden milyarlık sektör kurmuş durumda.
Sonuç?
-
Evler zehirleniyor,
-
Havalandırma yetersiz,
-
Kimyasal artıklar çocukların oyuncaklarına, halılara, yataklara yapışıyor,
-
Ekosistem çöküyor.
Kimyasal ilaçlama gerçekten çözüm mü?
Bilimsel araştırmalar şunu söylüyor:
1. Ev ilaçlaması, hedef canlıya karşı %100 etkili değil.
Böcekler hızlı evrim geçiriyor. Direnç gelişiyor. Her yıl daha güçlü zehir üretiliyor. Kısır bir döngü.
2. Evin iç kimyası bozuluyor.
İlaç kalıntıları:
-
sinir sistemini etkiler,
-
solunum sorunları yaratır,
-
özellikle bebek ve çocuklarda gelişimsel risklere yol açabilir.
3. Biyosferde boşluk yaratılıyor.
Bir türü yok ettiğinde, ekolojik boşluk oluşur ve bu boşluk çoğu zaman daha sorunlu türler tarafından doldurulur.
Asıl sorun: İnsan ekosistem cehaleti yaşıyor
Evini bir laboratuvar gibi steril sanmak istiyor ama hayat steril değildir.
Steril olan tek yer: uzay araçları ve ameliyathaneler.
Doğayı tamamen dışlamak isteyen ev tasarımı, sonra kendi kendini zehirliyor.
Bu durum, insanın ne kadar teknosentrik, doğadan ne kadar kopuk, ekosistemin dili konusunda ne kadar bilgisiz hale geldiğini gösteriyor.
Peki çözüm ne? 15R ile düşünürsek…
Refuse – Reddet:
Gereksiz kimyasal ilaçlamayı reddet.
Reduce – Azalt:
Sorun kaynağını azalt: nemi, organik birikimi, çatlakları.
Rethink – Yeniden düşün:
Ev bir ekosistemdir. Sen de onun parçasısın.
Respect – Saygı:
Zararsız türlerle barış içinde yaşa. Bazıları senin evini temizliyor.
Repair – Onar:
Sorun varsa fiziki çözümü onar:
sızıntıyı, rutubeti, tıkanmış sifonu…
Responsibility – Sorumluluk:
Kimyasal kullanmak yalnızca seni değil; komşularını, binayı, atık sistemini etkiler.
Resilience – Dayanıklılık:
Doğayla çatışarak değil; doğanın dilini anlayarak dayanıklılık kur.
Gerçek çözüm: Eko-okuryazarlık
Asıl ihtiyaç “ilaçlama” değil, “ekolojik okuryazarlık.”
İnsan, korktuğu şeyi öldürüyor.
Tanıdığı şeye ise uyumlanıyor.
Bir çocuk bir gümüş böceğini gördüğünde çığlık atıyorsa, sorun böcekte değil,
adını bilmediğimiz canlılara duyduğumuz yabancılaşmada.
Doğayı unutan toplum, evini bile “doğadan arındırmaya” çalışıyor.
Ve bu çaba, sonucunda kendi bedenini zehirliyor.

Yorumlar
Yorum Gönder