Kayıtlar

Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Patatesin Kabuğundan Kayıp Tohumlara: Konfor, Hafıza ve Bir Tabak Yemek

Resim
  🥔 Patatesin Kabuğundan Kayıp Tohumlara: Konfor, Hafıza ve Bir Tabak Yemek Bir zamanlar köyde büyürken, patatesin her şeyini yerdik. Kabuğu dahil. Çünkü azdı. Az olunca kıymetliydi. Kıymetli olunca hiçbir şey ziyan edilmezdi. Şimdi yiyecek çok. Seçenek bol. Kabuğu soymak kolay. Çiğnemeye bile gerek olmayan yiyecekler elimizin altında. Ama konfor uzun vadede öldürür . Hem bedeni, hem kültürü, hem toprağı. 🌱 Suberin: Unuttuğumuz Koruyucu Bugün bilim diyor ki, patatesin kabuğunda “suberin” adlı bir madde var. Kolon kanserine karşı koruyucu, antioksidan ve iltihap giderici etkisi var. Bağırsak florasını destekliyor, hücreleri koruyor. Ama biz onu kabukla birlikte çöpe atıyoruz. Çünkü artık yiyecek bir besin değil, konfor aracı. Bir tıklamayla sipariş ettiğimiz yemeklerde ne çiğnemek gerek, ne düşünmek. Ama belki de en çok çiğnediğimiz şey ruhumuzun kökleri . 🍴 Eskiden Yemeği Tümden Yerdik Sofralar bir kültürdü. Bir hafıza aktarımıydı. Yemeği sadece yemek değil, sa...

Sıcak Hava Damı: Sessiz Bir Felaketin İçindeyiz

  🔥 Sıcak Hava Damı: Sessiz Bir Felaketin İçindeyiz Giriş: yüzyılın ortasına yaklaşırken, şehirlerimiz sadece betonla değil, görünmez tehditlerle de çevrili. Bu tehditlerden biri var ki, çığlık atmıyor ama öldürüyor: Sıcak Hava Damı (Heat Dome) . Artık sıradan bir yaz havası değil; bu, yaşamsal sistemlerimizi tehdit eden, sessiz ve yaygın bir kriz. 🌍 Sıcak Hava Damı Nedir? Sıcak hava damı, adeta görünmez bir atmosferik tavan gibi çalışır. Yüksek basınçlı bir hava kütlesi, geniş bir bölgenin üzerinde adeta "oturur" ve ısıyı aşağıda hapseder. Bu durum, sıcaklıkların günlerce, haftalarca yüksek kalmasına yol açar. Hava ne yükselir, ne serinler. Toprak nefes alamaz. İnsan bedeni kendini soğutamaz. Bu döngü kırılmadıkça ısı, sistemleri çökertir. 🔬 Bilimsel Temeli: Yüksek Basınç Sistemi : Yukarıya çıkmak isteyen hava bastırılır. Termal İnversiyon : Normalde yüksekte soğuk hava olur. Ancak burada üst katman daha sıcak. Isı Tuzaklaması : Geceleri bile ısı dış...

Çabaladıkça Batar Gibi: İklimle Mücadelede Harcanan Görünmeyen Bedeller

  🌪️ Çabaladıkça Batar Gibi: İklimle Mücadelede Harcanan Görünmeyen Bedeller İklim bozulmasıyla mücadele ettiğimizi sanırken aslında bazen onunla birlikte biz de bozuluyoruz . Çabalıyoruz, direniyoruz, alternatifler üretiyoruz. Ama sonra bir noktada şu duyguya saplanıyoruz: “Ben daha ne yapayım?” “Daha çok çabaladıkça, sanki daha çok batıyorum...” Peki bu sadece bir his mi, yoksa sistemin bizi içine çektiği bir bataklık mı? 🧠 “İyi İnsan Sendromu”: Tükenerek Mücadele Etmek Geri dönüştürüyoruz, yerel ürün alıyoruz, kıyafetleri uzun yıllar giyiyoruz, kompost yapıyoruz… Ama sanki hiçbir şey yeterli değil. Çünkü çaba bireysel , kriz ise sistemsel. Ve sistem, mücadeleyi desteklemek yerine çoğu zaman seni “boşa çabalayan” pozisyonuna itiyor. 🔍 İklim Mücadelesinin Hesaplanmayan Bedelleri İklim için mücadele ederken aslında bir “bedel” ödüyoruz. Ama bu bedeller çoğu zaman görünmez. İşte hesaplanmayan bazı kalemler: 🧩 Bedel Türü 💬 Açıklama Zihinsel Sürekli kaygı, umut...

Ekşi Yoğurt ve Zor Yollar: Dayanıklılığı Nasıl Yitiriyoruz?

  🍶 Ekşi Yoğurt ve Zor Yollar: Dayanıklılığı Nasıl Yitiriyoruz? “Ekşi yoğurdu yiyemeyen çocuk, zor kararları nasıl sindirecek?” Geçtiğimiz gün sıradan bir sofrada, sıradan gibi görünen bir olay yaşandı. 13 yaşındaki bir çocuk, annesinden yoğurt istedi. Annesi yoğurdu sofraya koydu, ama hemen ardından şu cümle döküldü ağzından: “Ekşi olabilir, bayramdan önce mayalamıştım. İstersen kefir vereyim.” Çocuk yoğurttan bir kaşık bile almadan vazgeçti. Ve işte orada, görünmez ama güçlü bir zincir koptu. 🎯 Küçük Tercihler, Büyük Etkiler Bu bir yoğurt hikâyesi değil. Bu, konfor alanının sürdürülebilirliği baltalayan bir gölgesi . Her seferinde çocuklarımıza "daha kolay olanı" sunduğumuzda, aslında onlardan bir şey daha alıyoruz: Kendini deneme, zorlanma, dayanma ve yeniden deneme gücü. Resilience (dayanıklılık), hazır sunulan cevaplarla değil; Tereddüt, yanılma ve kararlılıkla inşa edilir. 🌱 Peki Ya Sürdürülebilirlik? Çok basit: Sürdürülebilirlik, sadece ekosi...

Birlikte Yola Çıkmak: Paylaşımlı Yolculuğun Türkiye ve Dünya Üzerindeki Sessiz Devrimi

🚗 Birlikte Yola Çıkmak: Paylaşımlı Yolculuğun Türkiye ve Dünya Üzerindeki Sessiz Devrimi Hayatımızın önemli bir bölümü yollarda geçiyor. Bireysel ulaşım alışkanlıklarımız şehirleri şekillendiriyor, ekonomileri yönlendiriyor ve çevreyi doğrudan etkiliyor. Tam da bu noktada yeni bir hareket yükseliyor: Paylaşımlı Yolculuk. Yani kaynakları bireysel değil, kolektif kullanarak yol almak. Peki bu sistem sadece bir ulaşım kolaylığı mı, yoksa çok daha fazlası mı? 🌍 Dünya Yola Çıktı, Türkiye Yetişiyor Dünyada paylaşımlı mobilite pazarı , 2023 itibarıyla 400 milyar dolar değerine ulaştı. Elektrikli scooter'lar, bisiklet paylaşım sistemleri, araç paylaşımı ve dinamik yolculuk eşleştirme uygulamaları milyonlarca insanın tercihi oldu. Türkiye de bu rüzgâra kapılmış durumda. 2025 yılında Türkiye'deki paylaşımlı mobilite pazarının 17,8 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Araç paylaşımı özelinde ise 1,95 milyon kullanıcının sisteme dahil olması öngörülüyor. Bu sadece teknoloji...

İnka Taşları ve Sürdürülebilirliğin Sessiz Dili

  İnka Taşları ve Sürdürülebilirliğin Sessiz Dili 🪨 “Taşların Nefes Aldığı Gün” – Bir İnka Masalıyla Başlangıç ( Yukarıdaki masal kısmı burada yer alacak. ) 🌱 I. Bölüm: Sessizliğin İçindeki Bilgelik – İnka Taşları ve Sürdürülebilirlik İnka taşları yalnızca bir yapı malzemesi değil, bir düşünce sisteminin somutlaşmış halidir. Yüzlerce yıl önce, günümüzün karbon ayak izi , atık yönetimi veya enerji verimliliği gibi kavramları henüz ortada yokken, And Dağları'nın halkı doğayla savaşmadan, onunla birlikte yaşamayı başarmıştı. Yerel taşlar kullanıldı. Her taş, yerinde oyuldu. Fazla taş taşınmadı, israf edilmedi. Çimento yoktu; çünkü taşlar o kadar doğru kesilmişti ki birleşmeleri için fazladan hiçbir şeye ihtiyaç duyulmadı. Yapılar, depreme dayanıklı olacak şekilde tasarlandı; çünkü doğa düşman değil, rehberdi. Bu mimarlık biçimi; yavaş, dikkatli, doğal ve döngüsel bir bakışın ürünüdür. Tüketmeden, hızla yıkıp yeniden yapmadan, sürdürülebilirliğin özünü taşl...

Hız ve Anlam: Patates Soymaktan TikTok’a Sürdürülebilirlik Arayışı

  Hız ve Anlam: Patates Soymaktan TikTok’a Sürdürülebilirlik Arayışı “Hızla yaşa, genç öl ve geriye güzel bir ceset bırak.” Bir zamanlar bu cümle marjinaldi. Şimdi norm haline geldi. Hız, yaşamın motoru oldu. Ama direksiyon nerede? 1. Anlamı Geriye Saran Bir Zaman: Hızlıyız Ama Nereye Gidiyoruz? Artık kimse beklemek istemiyor. Kargolar hemen gelsin, yemek 15 dakikada kapıda olsun, video tarifte anlatıcı patatesi soyarken zaman kaybettirmesin… Bir şeyin nasıl yapıldığından çok ne kadar sürede bittiği önemli hale geldi. Ama bu hız kültürü aslında bizi şu soruyla baş başa bırakıyor: 👉 “Yaptığımız şeyin nedenini hâlâ biliyor muyuz?” 2. Hızlı Tüketim = Yavaş Boşluk Müzik örneği: Bir zamanlar şarkılar acıyı, özlemi, sevinci anlatırdı. Şimdi ise “hav hav hav, lar lar lar” diye sözde eğlenceli sesler… İçeriği olmayan ama kolayca tüketilen melodiler. Video tarif örneği : “Bana patatesin nasıl soyulduğunu uzun uzun anlatmasın, hemen yemeği göstersin.” Çünkü süreç de...

"Sürdürülebilir Yaşama İten Güçler: Yokluktan Doğa Sevgisine, Eğitimin Dönüştürücü Gücünden Toplumsal Etkilere"

 "Sürdürülebilir Yaşama İten Güçler: Yokluktan Doğa Sevgisine, Eğitimin Dönüştürücü Gücünden Toplumsal Etkilere" Giriş Sürdürülebilir yaşam, sadece bir çevrecilik meselesi değil; bir varoluş biçimi, bir direniş şekli, bir yeniden insanlaşma çağrısıdır. Bu yaşam biçimine yönelen bireyleri motive eden çok sayıda etken vardır. Bu yazıda önce şahsi gözlem ve deneyimlerime dayanan üç temel gücü ele alacağım: yokluk, doğa sevgisi ve eğitim . Ardından, bu üçlünün çevresinde şekillenen daha geniş itici güçleri analiz edeceğim. Her biri, sürdürülebilir yaşama yönelmenin farklı bir kapısını aralar. 🔥 Bölüm 1: Üç Temel İtki — Köklerden Yükselen Dönüşüm 1. Yokluk: İmkânsızlık, Yeniliğin Anasıdır Yokluk, sadece bir eksiklik değil, yaratıcılığın ve alternatif üretmenin ilk tohumu olabilir. Bir kişi bir ürüne ya da kaynağa erişemediğinde, sistemin dışına çıkmaya zorlanır . Bu durum, ihtiyaçlarını farklı biçimlerde karşılamayı öğrenmesini sağlar. Örnek : Marketten deterjan alamayan biri,...

Kurban Bayramı ve Sürdürülebilirlik: 10R İlkeleriyle Anlamı Derinleştirmek

Resim
  🌿 Kurban Bayramı ve Sürdürülebilirlik: 10R İlkeleriyle Anlamı Derinleştirmek Kurban Bayramı, paylaşmanın, dayanışmanın, hatırlamanın ve manevi derinliğin bayramıdır. Ancak aynı zamanda, tüketimin hızlandığı, kaynakların zorlandığı ve israfın arttığı bir dönem olabilir. Bu yüzden gelin bu bayramda 10R Sürdürülebilirlik İlkeleri ile hem doğayı hem de değerlerimizi koruyalım. 1. Reddet (Refuse) 🚫 Gereksiz ambalajları, tek kullanımlık ürünleri, plastik poşetleri reddet. Örnek: Kurban eti taşımak için plastik poşet yerine bez çanta ya da cam kap kullan. 2. Azalt (Reduce) 📉 Tüketimini ve israfı azalt. Örnek: Aşırı miktarda et yerine aile ihtiyacı kadar kurban kes, geri kalan bütçeyle fidan bağışı ya da gıda yardımı yap. 3. Yeniden Kullan (Reuse) 🔁 Geçmiş yıllardan kalan bayramlıkları yeniden değerlendir. Örnek: Çocuğunun eski bayram kıyafetlerini onararak başka bir çocuğa hediye et. 4. Onar (Repair) 🔧 Bozulan ev aletlerini ya da giysileri çöpe atmak yerine onar....

Hav Hav Havlar Arasında Sürdürülebilirlik: Düşünmek Cesaret İster

Resim
 Hav Hav Havlar Arasında Sürdürülebilirlik: Düşünmek Cesaret İster Murat ŞERAS “İnsan, hareketlerini kontrol ettikçe özgürleşir. Ama biz bugün özgürlüğü, düşünmemekle karıştırdık.” 🎵 Giriş: Bir Şarkıyla Başladı Az önce karşıma çıkan bir müzik beni durdurdu. Ne bir anlam vardı ne bir hissiyat. Sadece tekrar eden, saçma sözler: “hav hav hav, larlar lar” . Ama bu şarkı iyi de prim yapmıştı. Bir yanda piyano ve çellonun yavaşlatıcı etkisiyle derin düşüncelere dalan ben... Öte yanda absürtlüğe gülüp geçen milyonlar. Kendime sordum: “Sürdürülebilir yaşamı gerçekten isteyecek mi insanlar? Yoksa bu sadece belli bir azınlığın lüksü mü kalacak?” ⚙️ Modern Çağın Hızı: Düşünme Lüks, Tüketim Norm İnsanlar bugün refahlarını değil, rahatlıklarını bırakmak istemiyor. Çünkü modern hayat onlara şunu öğretiyor: “Hızlı yaşa, geç fark et.” “Anı yaşa ama asla derin düşünme.” “Dikkat dağınıksa, problem senin değil sistemin.” Bu sistemin içinde düşünmek zaman kaybı gibi algılanıyor...

Fizyokrasi ve Sürdürülebilirlik: Doğanın Ekonomisiyle Geleceği Kurgulamak

  🌾 Fizyokrasi ve Sürdürülebilirlik: Doğanın Ekonomisiyle Geleceği Kurgulamak 1. Giriş: Unutulan Bir Düşüncenin İzinde – Fizyokrasi Nedir? Bugün çevresel krizler, iklim değişikliği ve kaynak tükenişi gibi meselelerle boğuşurken, geçmişte doğayla uyum içinde yaşamayı esas alan düşünceler yeniden değer kazanıyor. Fizyokrasi , 18. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmış, doğa yasalarına göre şekillenen bir ekonomik sistem hayal etmişti. O dönemde çığır açıcı olan bu düşünce, bugün “sürdürülebilir kalkınma” anlayışıyla tekrar kesişiyor. 2. Doğa Yasalarıyla Uyumlu Ekonomi: Fizyokratların Temel Görüşleri Fizyokratlar, ekonominin temelinde doğanın, özellikle de toprağın yattığını savundular. Onlara göre yalnızca tarım gerçek üretimdir; çünkü toprağa ekilen tohumlar, doğanın döngüsüyle katma değere dönüşür. Bu anlayış, “doğal düzen”in insan müdahalesinden bağımsız işlediğine olan inançla besleniyordu. Fizyokratların savunduğu başlıca ilkeler: Doğal düzen (ordre naturel): Doğa zaten mü...